
Bir Kitabın Hayat Değiştiren Gücü
Bazen bir kitap tam da ihtiyacımız olan anda karşımıza çıkar. Sayfalarını çevirirken sadece bir hikâyeyi değil, kendimizi de okumaya başlarız. Bir karakterin yolculuğunda kendi kırgınlıklarımızı bulur, bir cümlede hiç konuşmadığımız bir duygumuzu fark ederiz. İşte o an, edebiyatın büyüsü devreye girer. Bir kitap, hayata bakışımızı değiştirebilir. Belki yıllardır bastırdığımız bir duyguyu açığa çıkarır, belki de cesaret edemediğimiz bir adım için bizi harekete geçirir. Hepimizin kalbine dokunan o tek cümle vardır: “İşte bu, tam da benim hissettiğim!” dediğimiz satır. O satır, bizi sustuğumuz yerden konuşturmaya başlar. Kitaplar bizlere sadece bilgi vermez. Yol gösterir, iyileştirir, bazen de sarsar. Bir savaş romanı empati kurmayı, bir biyografi ilham almayı, bir şiir ise derinleşmeyi öğretir. Bir an gelir hayatı boyunca hiç kitap okumamış bir genç, bir gün doğru kitapla tanıştığında bambaşka bir dünyaya kapı aralayabilir. Çünkü her kitap, doğru zamanda okunduğunda bir dönüm noktası olabilir. Unutmamalıyız ki değişim büyük adımlarla değil, bazen küçük, basit bir cümleyle başlar. O cümle de bir kitapta, hiç ummadığımız bir yerde bizi bekliyor olabilir. Bu yüzden gençlere kitap okumayı bir zorunluluk değil, bir keşif gibi sunmalıyız. Onlara sadece kitap vermemeli, kitapla bağ kurmalarını sağlamalıyız. Bir kitap dünyayı değiştiremeyebilir ama bir insanı değiştirir. Değişen bir insan ise dünyaya bambaşka gözlerle bakar. Ve bazen dünya, işte tam da böyle değişir.
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni