Evet; eğitim – öğretim hayatımızın üniversite sınavına kadar olan sürecini, ilkokuldan itibaren başlatacak olursak toplamda on iki yıllık bir zaman diliminin sonucunda sınava giriyoruz. Günümüzde buna anaokulunu eklediğimiz de bu süreç daha da uzayabilir. Yaklaşık 18 yıldır üniversite sınavlarına öğrenci hazırlayan biri olarak şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki ‘’Türkiye’de iyi bir üniversite ve iyi bir bölüm kazanan öğrencilerin (istisnalar kaideyi bozmaz.) eğitim geçmişine baktığımızda bunlar ilkokuldan itibaren belli bir disiplinle ve belli alışkanlıklarla gelen öğrencilerdir. Bu öğrencilerin hayatında onların yeteneklerini keşfeden öğretmenleri ve bu öğretmenlerin tavsiyelerini uygulayan ailelerin emeği her daim baş tacıdır. Eğitim – öğretim gerçekten uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta kimi gün güneş açar, kimi gün hava bulutludur, kimi gün yağmur yağar, kimi gün kar yağar bütün bu süreçlere rağmen bu yol yürünmelidir. İşte sabırla, gayretle, yılmadan, kararlılıkla yoluna devam edenler hedeflerine ulaşacaktır. Bunu futboldan bir örnekle daha somutlaştıralım. Bugün dünyanın en iyi futbolcularının hayatlarına bakalım. Örneğin: Bir Ronaldo, Messi veya Arda Güler olmak kolay değil. Biz bu futbolcuların başarısını, emeklerinin son kısmını yani finalini görüyoruz. Oysa bu isimler ve bunlar gibi olan diğer isimlerin bu noktaya gelmesinde çocukluktan başlayan, yılları alan, düzenli, disiplinli, her türlü zorluk ve sıkıntıda hatta sakatlıkta bile yılmadan, pes etmeden devam eden bir güç, kararlılık, azim, sabır ve devamlılık yatmaktadır. Dolayısıyla sevgili gençler; karar sizin on yıl sonra, yirmi yıl sonra kendinizi nerede görmek istiyorsanız ona göre çalışın karar sizin…
Cengiz ŞAHİNN